Şahin, ziyarette, Shulz, Brasseur ve beraberindeki heyetlerin ziyaretlerinin uluslararası toplum ve özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin sorunu yerinde görmeleri açısından çok önemli olduğunu söyledi.
AB’nun kuruluş felsefesinin barış temelli olduğuna dikkati çeken Şahin, şöyle konuştu:
“Bugün gelinin noktada, üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen, hergün derinleşen bir insanlık dramı yaşanıyor. Özellikle daha dezavantajlı gruplar, kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar çok büyük bir mağduriyet yaşıyor. Biz bütün gücümüzle alandayız ve en az zararla bu süreç yönetilsin istiyoruz. Milyonlarca insanın toprağından olduğu, binlerce canın yok olduğu bir 4 yıl yaşadık. Gördüğüm en önemli şey, kararsızlık, bir türlü uluslararası toplum bu konuya odaklanıp hızlı karar alamıyor. Ve bu kararsızlık daha çok terör örgütlerinin işine geliyor ve onları besliyor. “
Gaziantep’in 4 biri kadar nüfusun artığını ve kente gelen Suriyelilerin insanca yaşaması için barınma, gıda ihtiyaçlarının karşılanması durumunda kalındığını ifade eden Şahin, vatandaşların güçlü desteğiyle bu sürecin başarılı bir şekilde yönettiklerine işaret etti.
Eğitim ve sağlığın en temel sorunların başında geldiğini, sadece Gaziantep’te 60 bin çocuğun eğitim hayatının içinde olması gerektiğini dile getiren Şahin, şehrin yoğun göç almasından dolayı akşam ve hafta sonunda okulları Suriyeli öğrencilerin eğitim alması için açtıklarını kaydetti.
BÖLGE HAKKINDA MEDYA ÜZERİNDEN OLUŞTURULAN NEGATİF ALGI
Çocuklardan 26 bininin eğitim hayatı içerisine alındığını, eğitim hayatının dışında kalanların ise yarın terör örgütlerinin elini besleyen bir aktör olmaları ihtimalinin çok yüksek olduğunu anlatan Şahin, “Dolayısıyla biz bu 60 bin öğrenciyi mutlaka sistemin içine almamız ve temel eğitimde onları eğitim hayatlarını devam ettirmemiz gerekiyor. Bu heyetten en büyük talebim, ilgili bütün birimlerin eğitim konusunda özellikle kız çocuklarının eğitilmesi konusunda çok önemli projeleri birlikte hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.
Medya üzerinden bölge hakkında önemli bir negatip algı operasyonu yapıldığının altını çizen Şahin, kültür, turizm, sanayi ve ticaret şehri Gaziantep’in medya üzerinden riskli bölge ilan edildiğini dile getirdi.
Schulz da Kilis’teki sığınmacı kampını ziyaret ettiğini, çok etkileyici bulduğunu, kamp temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle görüştüğünü söyledi.
Türkiye’nin Suriye’den gelen mültecilere gösterdiği yardım ve desteğin olağanüstü olduğunu ve Türkiye’nin bununla gurur duyması gerektiğini vurgulayan Schulz, “Türkiye’nin saygıyı sonuna kadar hakettiğini ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Gerçekleştirilen ziyaretler ve yaptığı görüşmelerde Suriyeliler hakkında çok şey öğrendiğini anlatan Shulz, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çünkü bizim Suriye imajımız büyük ölçüde televizyonlarda, medya kuruluşlarından aldığımız görüntülerle oluşuyor. Siyah bayraklı sakallı adamlar insanların kafalarını kesiyorlar. Bu görüntüler karşısında hepimiz dehşete kapılıyoruz. Hemen ‘askeri bir takım müdahaleler yapılması gerekiyor,’ başka çare yokmuş gibi herkes olaya bakıyor. Aslında orada insanların yaşamına devam ettiğini, orada okulların olmadığını, yıkıldığını, orada insanlara tıbbi yardımın ulaşması gerektiğini, biran aklımızda çıkıyor. Halbuki bütün bunları mutlaka yerine getirmemiz lazım, bütün bunlara eskisinden daha fazla ihtiyaç olduğunu, bütün bunları buraya gelip gördüğüm için hakikaten minnettarım.”
ÜLKELER KENDİ KADERLERİNE TERK EDİLMEMELİ
Brasseur ise Türkiye ve Türk halkının mültecilere karşı gösterdiği misafirperverliğin takdire şayan olduğunu belirterek, “Bizim ülkelerimizde çok daha az sayıda göçmenin gelmesine karşı gösterilen tepkilere baktığım zaman gerçekten sadece ve sadece utanç duyuyorum, utanç duymalıyız” dedi.
Shulz ile gerçekleştirilen ziyaretin çok önemli olduğunu, çünkü söz konusu sorunların çözülmesi için bir dayanışma yapılması gerektiğine vurgu yapan Brasseur, Akdeniz’de bulunan, Avrupa’nın kuzey ve doğu sınırlarındaki ülkeleri kendi kaderlerine terk edilmemesi gerektiğine dikkati çekti.
Bölgenin mutlaka ziyaret edilmesi ve bölgenin itibarını zedeleyecek yayınlardan kaçınılması gerektiğini ifade eden Brasseur, “Çünkü sizin halkınız olağanüstü bir çaba sarfediyor, bunun karşısında da ağır bir bedel ödüyor. Biz bu algıyı ve imajı mutlaka değiştirecek şekilde davranmalıyız” şeklinde konuştu.
Avrupa Konsey Parlementerler Meclisi’nde bulanan 47 ülkenin ulusal heyet başkanlarını Gaziantep’te toplamak istediklerini kaydeden Brasser, gerçekleri yerinde görerek, kendi ülkelerinde anlatmalarını istediklerini aktardı.
Konuşmaların ardından Şahin, Shulz ve Brasseur’a hediye takdim etti.