HIZLI ERİŞİM
25.04.2017

“HARFLERİN SIRRI” HÜSN-İ HAT SERGİSİNİN ANADOLUDAKİ İLK DURAĞI GAZİANTEP

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, muhteşem bir Hüsn-i  Hat  sergisine ev sahipliği yapıyor!

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Demsa Vakfı işbirliğiyle, Demet- Cengiz Çetindoğan’ın, 1997 yılından bu yana sevgi ve aşk ile bir araya getirdikleri hat koleksiyonlarından özel bir seçki, “Harflerin Sırrı” isimli sergi sanatseverler ile buluştu.

Gaziantep Sanat Merkezi’nde açılışı gerçekleşen “Harflerin Sırrı” Hüsn-i Hat sergisi, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Oguzeli Kaymakamı Yasin Yunak, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, Genel Sekreter  Deniz Köken, Genel Sekreter Yardımcıları Fikret Murat Tural ve Serdar Tolay, Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Elif Şenel, GIFSAD Kurucu Başkanı Erol Doganer’ın yanı sıra pekçok protokol mensubu, STK Başkanları, sanatçılar, akademisyenlerin ve meraklılarının katılımlarıyla gerçekleşti.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Sanat Merkezi’ndeki serginin açılışında, Kutlu Doğum Haftası’nın öneminden bahsederek İslam’ın sevgi ve barış olduğunu iletti. Demet Sabancı Çetindoğan ve eşi Cengiz Çetindoğan’a eserlerden dolayı teşekkür eden Şahin, eserlerin, özel koleksiyonlarla çok güzel eserlerin toparlanabileceğinin bir göstergesi oldunu kaydetti.

Demet Sabancı Çetindoğan da Harflarin Sırrı sergisinin geçtiğimiz aylarda İstanbul'da düzenlendiğini, i ilk defa Anadolu’ya taşıdıklarını belirterek, İstanbul’dan sonraki ilk durağın Gaziantep olduğunu aktardı. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'e de serginin Gaziantep'te yapılması için desteği ve katkılarından dolayı teşekkür etti.

Konuşmaların ardından Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin beraberindeki misafirler ile serginin açılışını yaparak, sergi alanını gezdi. Eserleri tek tek inceleyerek, eserler hakkında da bilgi aldı.

Osmanlı Hat Sanatı’nın, 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan döneminden, 36 nadir ve seçkin eseri içeren sergide; levhalar, kıt’alar, hilyeler, tuğralar, ferman ve beratlar yer almaktadır. 20 yıllık bir emek ile meydana getirilen bu müstesna koleksiyon, ilk kez Gaziantepli sanatseverler ile buluşmaktadır.

Sergide, Şeyh Hamdullah, Hâfız Osman, Kazasker Mustafa İzzet, Mehmed Şefik Bey, Mahmud Celaleddin, Yahya Hilmi, Sami Efendi, Kamil Akdik,  İsmail Hakkı Altunbezer,  Macid Ayral, Halim Özyazıcı, Hamit Aytaç, Necmeddin Okyay gibi Türk Hat Sanatına yön vermiş pek çok hattatın itina ile yazdığı nadir eserlerin yanı sıra, belgesel niteliği olan tuğralı ferman ve beratlar ile Sultan III. Selim’e ait tuğra da sergide yer almaktadır.

DEMSA Müze Projesi Müdürü İrem Konukçu’nun yöneticiliğinde gerçeklesen serginin küratörlüğünü ve katalog hazırlığını Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Öğretim Üyeleri, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gündüz ve Prof. Dr. Faruk Taşkale yapmaktadır.

Gaziantep Sanat Merkezi’nde yer alan sergi, 9 Mayıs 2017 tarihine kadar ziyaret edilebilecektir.

HAT SANATI

Türkler, İslâm dinini kabul edince ayrı soydan, tamamen farklı bir yazı ile karşılaşmışlardır. Karşılarında hiçbir estetik özellik taşımayan, yalnızca bir okuma yazma aracı olan Arap yazısını Türk kültür ve estetik anlayışı doğrultusunda kendine özgü bir sanat haline getirmişlerdir. Bugün camii, müze,  kütüphane, yapı ve özel koleksiyonlarda bulunan nadide el yazmaları; kitaplar, albümler ve levhalar, Türk sanatkârının ince zevkinin ve estetik anlayışının ürünüdür. ‘’Kur’ân- Kerîm Mekke’de nâzil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı‘’ sözü bu gerçeği en iyi şekilde ifade eder. Hilye; süs, ziynet, güzel özellikler, güzel yüz anlamına gelmektedir ve Hz. Peygamber’in kutsal özelliklerini anlatan yazılara verilen isimdir. Hilye-i şerîfe, hilye-i saadet, hilye-i nebevî, hilye-i şerîf gibi isimlerle de anılmaktadır. Hilyeler, 17. yüzyıla kadar saygı belirtisi olarak katlanıp cepte taşınacak kadar ufak ve küçük kitapçıklar şeklinde yazılmıştır. Ancak 17. yüzyılın en önemli hattatı Hâfız Osman ile birlikte, duvarlara asılacak levhalar şekilde klasik tasarımı yapılmış olup günümüze kadar da bu klasik tasarımda yazıla gelmiştir. Mahmud Celâleddîn (1829) gibi hattalar klasik tasarım dışında farklı tasarımlar da geliştirmişlerdir. Hilye yazıp tezhiplemek, hat ve tezhip sanatçıları için onur kaynağı olmuş, koleksiyonerler için ise; vazgeçilmezler arasına girmiştir. Hilyeler, sanatçılar ve sanatseverler için günümüzde de en fazla tercih edilen eserlerin başında gelmektedir. Hilyelere gösterilen önem, Hz. Peygamber’in kutsal özelliklerini anlatıyor olmalarından; görkemli tasarımlarından; bulundukları yerleri her türlü kötülüklerden korudukları ve o yerlere sağlık, huzur ve bereket getirdiklerine dair olan inançtan kaynaklanmaktadır.